Light
Dark

Yaşasaydı Jeff Bezos’u bile tahtından edecekti! Yeryüzünün gelmiş geçmiş en zengin insanı

Derleyen: Fazilet Şenol / Milliyet.com.tr – Afrika Mali’de hüküm süren Kral Mansa Musa yaşasaydı en iyi tahminlere göre günümüzdeki karşılığının yaklaşık 2 trilyon dolar olduğu belirtilen servetle dünyanın en zengin insanları listesine adını yazdırabilirdi! Öyle ki bu listede yer alan ABD’li milyarder Jeff Bezos’un servetinin 200 milyar dolara yaklaştığı düşünülürse, Mansa Musa böyle bir zenginliğe üstelik 14’üncü yüzyılda nasıl ulaşmıştı? İşte akıllara durgunluk veren zengin kralın başarı dolu imparatorluk hikâyesi.

‘MADENLERİN EFENDİSİ’ DEDİLER

Musa Keita 1280’li yıllarda Mali’de dünyaya geldi. ‘Kralların kralı’ anlamına gelen ‘mansa’ adıyla anılan Musa, babasının çıktığı seferden dönememesi üzerine 32 yaşında tahta geçip imparatorluğunu ilan etti. Çok geniş bir coğrafyadan sorumluydu, bu sebeple onun hükmedeceği yerleri çıplak gözle görmek imkansızdı. Mali İmparatorluğu, Sahra altı Afrika’dan kuzeye giden ticaret yollarına sahip olması ve özellikle tuz ve altın rezervlerinin kontrolünü elinde tutması sebebiyle son derece zengin bir hale geldi. İmparatorluk büyük madenleri kontrol ettiğinden Malililer için altın adeta bozuk para hükmündeydi.

Bu sebeple 32 yaşında tahta geçen Mansa Musa güçlü ve zengin bir ülke devralmıştı. Ancak bu durum Musa’da bir rehavete sebep olmadı. Ticarete yaptığı yatırımlarla Mali İmparatorluğu’nu daha ileri seviyelere taşıdı. Afrika’nın yeraltı madenlerini çıkartarak ülkesine büyük bir bolluk ve zenginlik getirdi. Mali halkı ona kısa sürede ‘Madenlerin Efendisi Musa’ demeye başladı. 400 şehri kapsayan Mali İmparatorluğu’nu Afrika’nın en önemli ticaret ve kültür merkezi hâline getirdi.

KÖLELERE BİLE İPEK GİYDİRDİ, ALTINLA KUŞATTI

Dindar bir Müslüman olan Mansa Musa, Afrika’ya huzur ve berket getirdikten sonra Mekke’ye gitmek istiyordu. Mekke’ye gidecekti ama bu öyle bir yolculuk olmalıydı ki insanlar asırlar sonra dahi hakkında konuşmalıydı. Nitekim öyle de oldu. 1324’te Mekke’ye gerçekleştirdiği destansı bir hac ile dünya sahnesine çıktı. Asker ve kölelerinin hepsini İran ipeği ile cömertçe giydirmişti. Kervanında ayrıca her biri külçe altın taşıyan 100 deve vardı. Üstelik kervanın önündekilerin eline de altından bastonlar vermişti. Kahire’ye vardıktan sonra kervanı Mısır’da o kadar çok altın harcadı ve o kadar çok altını fakirlere hediye olarak verdi ki yaklaşık bir yıl boyunca bu durum ülkenin ekonomisini şahlandırdı. 

Kral Musa’nın konaklamak için durduğu Kahire ekonomisi savaşlar ve kuraklıklardan dolayı yok olmanın eşiğine gelmişken Kral Musa bölgeden ayrıldığında kendine gelmiş durumdaydı. Rivayetlere göre kahverengi tene, hoş bir yüze ve iyi bir vücuda sahip hoş bir adamdı. Hediyeleri, güzelliği ve ihtişamı büyülüyordu.

400 ŞEHRE HÜKMETTİ

Mansa Musa diğer bütün Müslüman krallar gibi ‘fethet ve hükmet’ mantığıyla imparatorluğunu genişletti. Mali’nin başkenti Timbuktu ve Songhai’nin başkenti Gao gibi birçok şehri fethetmek için yetenekli bir general olan Saran Mandian’la birlikte hareket etti. Kral Musa, kısa süre içerisinde 100 bin yaya, 100 bin de atlı askerden oluşan devasa bir Mali ordusu meydana getirdi. Muhtemelen Moğollardan sonra dünyanın en büyük ikinci imparatorluğu olan ülkede ‘farba’ denilen valiler aracılığıyla yönettiği yaklaşık 400 şehri kontrol etti. Kral Musa’nın kurduğu devasa imparatorluk takdire şayandı. İmparatorluk günümüz Mali, Senegal, Gambiya, Gine, Nijer, Nijerya, Çad ve Moritanya’yı kapsıyordu. Ayrıca fethettiğini bölgeleri sömürmüyor, eyaletlere işini hakkıyla yapan valiler atıyordu. Hâkimiyeti altındaki yerel halkın değerlerine dikkat ediyor, mümkünse valilerini bölge halkından seçiyordu.

İNŞA ETTİRDİĞİ CAMİNİN EŞİ BENZERİ YOK

İslam dinine büyük bir inançla bağlı olması Afrikalı halkı da etkiledi ve on binlerce Afrikalı bu sebeple Müslüman oldu. Ayrıca Mali topraklarına gelen Arap tüccar ve seyyahlar ve onlara tanınan imtiyazlar bölgenin dinî anlamda yaşadığı değişimde büyük bir rol oynadı. Halkının İslamiyet’i benimsediğini gören kral, Timbuktu’da eşsiz bir caminin inşa edilmesini emretti. 1325’te Kahire dönüşünde yanına Niani’de saraylar, Gao’daki Ulu Camii ve Timbuktu’daki Djinguereber Camii’ni inşa eden mimarları getirdi. 1327 tarihinde yapımı tamamlanan Djinguereber (Cenne) Camisi’nin estetik açıdan Afrika’da bir eşi benzeri daha bulunmuyordu. Kral Musa bununla da yetinmedi, astronomi, tıp ve mühendislik alanında çalışmalar yürüten üniversiteler kurdu. Mali Müslüman bilim insanların uğrak noktası olmuştu.

Mansa Musa 1337 yılında 57 yaşındayken hayatını kaybettiğinde yerine oğlu Mensa Süleyman geçtiyse de Mali bir daha parlak o günlere dönemedi. Yeni ticaret yolları bulunması ve iç savaşın imparatorluğu çöküşe sürüklemesiyle Mali İmparatorluğu 1670’de tarih sahnesinden çekildi.