Türk Tabipleri Birliği (TTB) ile Sağlık Meslek Örgütlerinin katılımıyla, sağlıkta giderek artan şiddete karşı, 10 yıl önce öldürülen Dr. Ersin Arslan şahsında kaybedilen tüm hekimleri anmak için hastanelerde, Aile Sağlığı Merkezlerinde (ASM), Toplum Sağlığı Merkezlerinde (TSM) ve tüm sağlık kurumlarında anma etkinlikleri gerçekleştirildi.
Sağlıkta şiddetin tehlikeli boyutlara ulaştığını, hekiminden ebesi, hemşiresine kadar tüm sağlık çalışanlarının hedef haline geldiğini belirten TTB ve sağlık meslek örgütü üyesi sağlık çalışanları son 20 yılda öldürülen 10 hekim ile yitirilen sağlık çalışanlarını andı.
TTB ve Tabip Odalarının ortak açıklamasında saldırıların sadece öfkeli hasta ve yakınlarından değil, mevcut sağlık sisteminden de kaynaklandığının altı çizildi.
Sağlıkta şiddet sorununu gidermenin siyasi iktidarın sorumluluğunda olduğu hatırlatılan açıklamalarda; “Sağlıkta şiddetin azalmasını sağlamak yerine; şiddet sarmalını besleyecek, büyütecek bir tutumda ısrarcı olundu.
Bu tutum sonucunda şiddet yayılıp, olağanlaştı. Sağlıkta şiddet, artık sorun çözme aracı olarak başvurulan doğal bir davranış ve düşünce biçimine dönüştü. Hekime ve tüm sağlık çalışanlarına hakaret, küfür, tehdit, aşağılama, darp ve hatta cinayet; sorunlar karşısında başvurulan genel geçer bir yöntem halini aldı” eleştirisinde bulunuldu.
BEYAZ KOD SAYISI 2020’DE 11 BİN 942, 2021’DE 29 BİN 826’YA YÜKSELDİ
Pandemi sürecinde büyük özveriyle çalışan, bir çok arkadaşlarını yitiren sağlık çalışanlarına şiddetin arttığı belirtilerek, “Sağlıkta şiddeti gösteren Beyaz Kod bildirim sayısı; 2020’de 11 bin 942 iken; 2021 yılında sağlık kurumlarına başvuru sayılarındaki artışa paralel olarak bu sayı 29 bin 826’ya yükseldi.
TTB’nin yaptığı anket çalışmasına göre hekimlerin yüzde 84’ü meslek hayatlarında en az bir defa fiziksel veya sözel şiddete uğradı ancak bunların yalnızca yarısı Beyaz Kod veya yetkili mercilere bildirimle sonuçlandı” denilerek Türkiye genelinde günde ortalama 80 sağlıkta şiddet vakasının yaşandığının altı çizildi.
Sağlıkta yaşanan şiddetin kök nedenleri kabul edilmeden, yani vatandaşların yaşama koşulları, hekimlerin çalışma koşulları iyileştirilmeden, halk sağlığını öncelemeyen sağlık sistemi değiştirilmeden salt şiddet yasasının, sağlıkta şiddeti kalıcı olarak çözemeyeceği vurgulandı.
“SAĞLIKTA ŞİDDET BİR TERCİHTİR”
Birlik ve Dayanışma Sendikası’nın örgütlendiği sağlık kuruluşlarında yapılan açıklamalarda ise sağlıkta şiddetin bir tercih olduğunun altı çizilerek, “Bu tercihin adı, sağlığımızın ticarileşmesi, hekimi değersizleştirmeye, ebeleri, hemşireleri yok saymaya çalışan sağlık politikalarıdır” denilerek toplumun en çok güvendiği mesleğe sahip olan hekimlerin işini yaparken kendini güvende hissetmediği vurgulandı.
“TOPLUM SAĞLIK HİZMETİNE ERİŞEMİYOR”
Sendikanın açıklamasında, özetle şu ifadeler kullanıldı:
“Hekim emeği değersizleştirilerek, 5 dakikada bir muayene dayatması sürdürülerek, bir sektör haline getirdikleri sağlığımız üzerinden hasta garantili hastaneleri, sağlığı temel bir hak değil para getiren bir sektör olarak gören ceoları kazanmaya devam etmeliydiler. Bu bir tercihtir. Sağlığına çözüm arayan hastayı kışkırtıp saldırgana çeviren politikalar sağlıkta şiddetin nedenidir.
Türkiye’de 3 milyona yakın kişi sağlık kurumlarına başvuruyor. Yakınları ile birlikte milyonlarca kişi sadece tek bir günde bin 500 hastane, 7 bin aile sağlığı merkezinde sorunlarına çözüm aramaya çalışıyor. Ne toplum hakkı olan sağlık hizmetine erişebiliyor, ne de sağlık çalışanları güvenle çalışabiliyor.
Sağlıkta Şiddet Bir tercihtir ve içinde bulunduğumuz sağlık politikalarının sonucudur. Bu politikaların sonucunda giderek yoğunlaşan, kanıksanan ve meşrulaştırılan fiziksel, sözel ve psikolojik şiddete birlik ve dayanışma ile karşı çıktığımızı belirtiyoruz. Dr. Ersin Arslan şahsında kaybettiğimiz arkadaşlarımızı saygı ve minnetle andığımız bu günde iktidarı, sağlıkta şiddeti kışkırtacak, koruyacak söylem ve politikalardan vazgeçmeye ve etkin bir sağlıkta şiddet yasası çıkarmaya davet ediyoruz.”