Light
Dark

B2Press araştırdı: Üç kadından biri, günlük hayatını engelleyen bir sağlık sorunu yaşıyor

Tıbbın gelişmesiyle birlikte yaşam süreleri de uzuyor. İnsanın ömrünün son 200 yılda 30’dan 73’e çıktığı biliniyor. Konuya dair küresel çapta yapılan araştırmaları inceleyen Online PR Servisi ise erkeklere göre daha uzun yaşamalarına rağmen, kadınların hayatlarının %25’inden fazlasını sağlık sorunlarıyla mücadele ederek geçirdiğini bildiriyor.

Teknolojinin gelişmesiyle birlikte insanların yaşam süreleri uzuyor. Dünya Ekonomik Forumu ve McKinsey’in yayımladığı verilere göre, bir insanın yaşam süresi son 200 yılda 30’dan 73’e çıktı. Jeopolitik, metabolik ve çevresel tehditlerle birlikte ise yaşam süresinin 2050’ye kadar 5 yıl daha artacağı izleniyor. Üstelik bu oran, cinsiyetlere göre değişiklik gösteriyor ve istatistikler, kadınların erkeklerden daha uzun bir yaşama sahip olduğuna işaret ediyor. Bu doğrultuda, kadınların ve erkeklerin sağlıksal açıdan hayat standartlarını inceleyen Online PR Servisi B2Press, araştırmalardan hareketle kadınların hayatlarını erkeklere kıyasla daha fazla sağlık sorunuyla geçirdiğini bildiriyor.

Her üç kadından biri, günlük hayatını engelleyen bir sağlık sorunu yaşıyor

B2Press’in global çaptaki incelemelerine göre kadınlar, hayatlarının %25’inden daha fazlasını sağlık sorunlarıyla mücadele ederek geçiriyor. Kadınların sağlık hizmetlerinden yararlanamamalarından ötürü oluşan sağlık açığının yol açtığı ölümler, toplam 75 milyon yıllık yaşam süresiyle eşdeğer oluyor. Ancak konuya dair yapılan araştırmalar, milyarlarca kadının ölümcül hastalıklara karşı test yaptıramadığını, fiziksel veya duygusal sağlık sorunlarından muzdarip olmaya devam ettiğini ve bütçelerini karşılamakta zorlandığını ortaya koyuyor.

Öyle ki, Online PR Servisi B2Press’in çözümlediği araştırmalardan elde ettiği bulgulara göre, günümüzde yaklaşık 1 milyar kadın (her üç kadından biri) normal aktivitelerini yapmalarını engelleyen sağlık sorunları yaşadığını bildiriyor. Bunun arka planında, kadın sağlığının genellikle yalnızca cinsel ve üreme sağlığını içerecek şekilde ele alınması bulunsa da bu durumun, kadınların sağlık yükünü anlamlı şekilde temsil etmediğini gösteriyor. Ayrıca, kadınların sağlığı konusunda küresel çapta yeterince finansman ayrılmıyor. Kadınların sağlık hizmetlerine erişim açığının kapatılmasıyla 3,9 milyar kadına faydada bulunulabileceğine, ömürleri boyunca ortalama 500 gün kazandırılabileceği öngörülüyor. Kadın sağlığına yapılan her 1 dolarlık yatırımın ekonomik büyümede yaklaşık 3 dolar geri dönüş yaratacağı tahmin ediliyor.

Her yıl 350 bin kadın rahim ağzı kanserinden dolayı hayatını kaybediyor

İncelemelerini baz alarak her yıl milyonlarca kadının hayatını kaybetmesine neden olan hastalıklara yönelik yapılan test sayısının halen çok düşük olduğunu belirten B2Press, kadınların çoğunun kanser, diyabet, yüksek tansiyon veya cinsel yolla bulaşan bir hastalık veya enfeksiyon için test yaptıramadığını aktarıyor. Tam da bu noktada yapılan analizler, dünyadaki her 10 kadından üçünün yaşadıkları bölgede sunulan sağlık hizmetlerinden memnun olmadığını gösteriyor.

Gallup’un konuya dair yayımladığı bir araştırma, kadın sağlığı hizmetlerinde ilerleme kaydedilmesi için küresel liderlerin ya da ülkelerdeki yetkililerin eylem planı uygulaması gerektiğine dikkat çekiyor. Nüfusunun %49,9’unu kadınların oluşturduğu Türkiye’deki yerel yönetimler de bu hususa dair adım atmaya devam ediyor. Dünyanın en çok görülen kanser tipi olan rahim ağzı kanserinin nedeni Human Papilloma Virüsü’ne (HPV) karşı aşı uygulamasının İstanbul’da ikamet eden 9 ila 26 yaş aralığındaki vatandaşlara 16 Mayıs itibarıyla ücretsiz yapılacağı duyuruldu. Öyle ki, ülkemizde günde en az 3 kadın, rahim ağzı kanseri vakalarını önleyen HPV aşısı olmadığı için hayatını kaybederken, dünya genelinde de her yıl yaklaşık 350 bin kadın bu nedenle yaşamını yitiriyor. Elbette, kadın hastaları yalnızca rahim ağzı kanserini kapsamıyor. Her yıl milyonlarca kadın farklı meme ve pelvik rahatsızlıklarla mücadele ediyor. Dolayısıyla, kadın hastalıklarına dair hizmetlerin daha erişilebilir kılınmasının ölüm ve kalıcı hasarların giderilmesine yardımcı olacağı düşünülüyor.